Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arnavutluk ve Sırbistan ziyaretlerinin ardından yaptığı açıklamalar, AK Parti’nin geleceği hakkında önemli ipuçları içeriyor. Erdoğan’ın kabine ve parti teşkilatlarında değişikliklerin sinyalini vermesi, özellikle 2024 yerel seçimlerinde yaşanan kayıpların ardından partinin toparlanma ve yenilenme ihtiyacını gözler önüne serdi. Ancak bu değişim sadece birkaç isimle sınırlı kalmamalı. AK Parti’nin kuruluş ilkelerine geri dönerek, halkla güçlü bağlar kurması ve teşkilatlarında kapsamlı reformlar gerçekleştirmesi zorunluluk haline gelmiştir.
AK Parti’nin Yapısal Yenilenme İhtiyacı
2024 yerel seçimlerinde, AK Parti birçok önemli belediyeyi kaybetti. Bu kayıpların başlıca nedenlerinden biri, teşkilatların aday belirleme süreçlerindeki yanlış kararlar ve halkla olan ilişkilerin zayıflamış olmasıdır. Aday tercihleri konusunda teşkilatların parti disiplininden uzaklaştığı ve hatta bazı durumlarda rakip adayların desteklendiği yönündeki iddialar, parti içindeki zafiyetlerin ciddiyetini ortaya koydu. Eğer bu sorunlar hızla çözülmezse, sadece yerel seçimlerde değil, genel seçimlerde de büyük bir risk söz konusu olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kabinede duruma göre değişiklikler olabilir” açıklaması, parti teşkilatlarının da geniş çaplı bir yenilenme ihtiyacını vurgulamaktadır. Ancak bu değişim, yalnızca birkaç bakan ya da teşkilat mensubunun değiştirilmesiyle sınırlı kalmamalıdır. AK Parti’nin tüm kademelerinde derinlemesine bir yeniden yapılanma süreci başlatılmalı, teşkilatlar halkın sorunlarına çözüm üreten bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.
Halkla Güçlü İlişkiler Kurulmalı
AK Parti’nin yerel seçimlerdeki başarısızlıklarından biri, teşkilatların halktan uzaklaşmış olmasıdır. Özellikle şehrin kanaat önderleri, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla kurulan bağların zayıflaması, AK Parti’nin toplumsal tabanını daraltmış ve halkla arasındaki mesafenin artmasına neden olmuştur. AK Parti, ilk yıllarında doğrudan halkla temas kurarak toplumsal kesimlerin güvenini kazanmıştı. Ancak son yıllarda teşkilatlar ile bu kesimler arasındaki mesafelerin büyümesi, partinin başarısını olumsuz yönde etkilemiştir.
Seçmenler, özellikle seçim dönemlerinde milletvekillerine ulaşmakta zorluk çektiklerini, randevu taleplerinin karşılanmadığını ve iletişim kuramadıklarını sık sık dile getiriyor. Bu durum, halkın partiye olan güvenini sarsmış durumda. Teşkilatların halkın ayağına gitmesi, sorunlarını yerinde dinleyip çözüm önerileri geliştirmesi, AK Parti’nin geleceği için hayati öneme sahip.
Küskün Seçmenler ve Parti İçi İlişkiler
AK Parti, yalnızca yerel seçimlerde değil, genel seçimlerde de ciddi kayıplar yaşamamak için küskün seçmenlerin gönlünü yeniden kazanmak zorunda. Son yerel seçimlerde yaşanan hayal kırıklıkları, halktan kopuk bir yönetim anlayışının sonuçlarıdır. Birçok seçmen, özellikle bazı milletvekillerine ulaşamama sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Bazı illerde vatandaşlar, milletvekilleri ve il başkanlarıyla iletişim kurmakta güçlük çekerken, bu durum partinin tabanında küskünlük yaratmıştır.
Bu küskünlüklerin giderilmesi için teşkilatların sahada daha aktif olması gerekmektedir. Milletvekillerinin halkla daha yakın temas kurarak, onların taleplerini dikkate alması şarttır. Özellikle seçim dönemlerinde sahada daha fazla varlık gösterilmeli, vatandaşların güvenini kazanmak için çaba sarf edilmelidir.
Liyakat ve Adaletin Ön Plana Çıkarılması
Partinin yeniden güçlenmesi için teşkilatlarda liyakat ve adalet anlayışının hâkim kılınması elzemdir. Son yıllarda teşkilatlarda kişisel menfaatlerin öne çıktığına dair eleştiriler, AK Parti’nin imajını zedelemiş, halk nezdindeki güvenilirliğini sarsmıştır. Partinin kuruluş felsefesi, halka hizmeti esas alan bir siyaset anlayışı üzerine inşa edilmişti. Bu anlayış, tüm teşkilat kademelerinde yeniden hayat bulmalı ve liyakate dayalı bir kadrolaşma süreci başlatılmalıdır.
AK Parti’nin, sadece yöneticiler arasında değil, tüm teşkilat düzeyinde adalet ve dürüstlüğü esas alan bir yapı oluşturması, partinin toplumsal itibarını güçlendirecektir. Şahsi çıkarlarını gözetenler değil, halkın ihtiyaçlarına odaklanan kadrolar göreve getirilmelidir.
Toplumun Farklı Kesimleriyle İlişkilerin Güçlendirilmesi
AK Parti, toplumun çeşitli kesimleriyle kurduğu güçlü bağlar sayesinde önemli başarılar elde etti. Ancak bu bağlar, son yıllarda zayıfladı. Şehrin kanaat önderleri, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla daha yakın ilişkiler kurarak, onların görüş ve önerilerine değer vermek, partinin toplumsal desteğini artıracaktır. Kanaat önderlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının katkıları, AK Parti’nin yeniden güçlenmesi ve halkın desteğini kazanması açısından kritik öneme sahiptir.
Teşkilatların, bu kesimlerle daha yakın ve etkin bir iş birliği içinde olması, parti politikalarının toplum nezdinde daha geniş bir kabul görmesini sağlayacaktır. AK Parti’nin başarısı, halkın ihtiyaçlarına duyarlı bir siyaset anlayışı geliştirmekten geçmektedir.
Sahada Daha Aktif Milletvekilleri
Son seçimlerde, AK Parti’nin bazı milletvekillerinin sahada yeterince aktif olmaması, seçim sonuçlarını olumsuz etkiledi. Seçmenlerin milletvekillerine ulaşmakta yaşadığı zorluklar, partinin sahadaki gücünü zayıflattı. Milletvekilleri, özellikle seçim süreçlerinde halkla doğrudan temas kurmalı, onların taleplerine yanıt vermeli ve sorunlarına çözüm üretmelidir. Aksi takdirde, partiyle halk arasındaki bağlar daha da zayıflayacak ve bu durum seçimlerde oy kaybına yol açacaktır.
Sonuç: Kapsamlı Reformlar ve Yenilenme Şart
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vurguladığı gibi, AK Parti’nin yeniden güçlenmesi için köklü reformlara ve taze kana ihtiyacı var. Partinin kuruluş ilkelerine dönerek, halkla güçlü bağlar kurması, teşkilatlarında adalet ve liyakat anlayışını hâkim kılması elzemdir. 2024 yerel seçimlerinde yaşanan kayıplar, partinin tüm kademelerinde kapsamlı bir reform sürecine girmesi gerektiğini göstermiştir.
Teşkilatların yeniden yapılandırılması, küskün seçmenlerin gönlünü kazanmak, halkla daha güçlü bağlar kurmak ve parti içi disiplini yeniden tesis etmek, AK Parti’nin gelecekteki başarısının anahtarı olacaktır. Parti, tüm yönetim kademelerinde liyakati esas alan bir anlayış geliştirmeli ve hizmet odaklı bir siyaset anlayışını yeniden benimsemelidir.
Abdurrahim Solmaz Genel Yayın Yönetmeni