Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Ahmet Mermer (Sosyolog) AVUSTRALYA’DA HAYAT II. Bölüm

Yazımın birinci kısmında Avustralya hakkında genel bilgiler ve Türklerin Avustralya’ya gelişi ile ilgili kısa bilgiler vermiştim. Bu bölümde ise Sidney İzlenimlerimi anlatacağım.

Yazımın birinci kısmında

Şehrin merkezi yaklaşık 3 km çapında bir alandan oluşuyor. Bu alan, genellikle ofis ve iş merkezi ağırlıklı yüksek binalarla çevrili, dil okullarının / üniversitelerin bulunduğu ve Opera House, Harbour Bridge, Darling Harbour gibi Sidney’in sembolü haline gelmiş yapıların da yer aldığı bir alandır. Merkezin dışında kalan yerleşim;  tek katlı, iki katlı bahçeli evlerden oluşuyor. Bazen bazı semtlerde apartmanlar görüyoruz; bunlar flat dedikleri genelde sosyal amaçlı konutlar.Son zamanlarda şehir merkezine uzak  tren istasyonlarının etrafında yeni cazibe merkezleri oluşturulmuş. Burada yüksek katlı, içinde AVM ve sosyal tesisleri olan binalar yapılıyor. Bizdeki tabiriyle rezidans binalar gibi bu binaların çoğalmaya başladığı dikkatimi çekti. Bu binaları genelde yabancı yatırımcılar alıyor, özellikle de gayrimenkul sektörü Çinli iş adamlarının gözdesi haline gelmiş.Çinliler yoğun bir şekilde Sidney de yaşamakta. Hatta duyduğuma göre içinde hava alanı olacak büyük bir yerleşim yeri Çinli şirketler tarafından satın alınmış. Bu durum bile onların Sidney’e ne kadar ilgi duyduğunun bir göstergesidir.

Sidney’in Ünlü Yapıları Sidney’de turistlerin odak noktası ‘City’ adı verilen şehrin merkezidir. Şehrin merkezinde yer alan ve Avustralya’yı simgeleyen en önemli ikonik yapıları olan Opera House (Sidney Opera Evi), Harbour Bridge (Liman Köprüsü)’dür. Bu köprü, dünyada ilk yeni yıla girilen yer olarak yılbaşı kutlamalarında havai fişek gösterilerinin yapıldığı ve televizyonda gösterilen köprüdür. 19 Mart 1932 yılında tamamlanmıştır. Belli bir ücret karşılığında bu köprünün üzerine çıkmak mümkündür. Sidney Kulesi ise şehrin en yüksek yapısıdır. Kulenin ziyaretçilere açık olan kısmı yerden 305 metre yükseklikte, bir alışveriş merkezinin üzerine inşa edilmiştir. Kuleden şehrin tüm güzelliklerini ve yapılarını görebiliyorsunuz. Sidney’in bir diğer güzel yapısı da Sevgililer Limanı (Darling Harbour)’ dır. Sidney’in eğlence merkezi olan bu limanda gezi alanları, restoranlar ve alışveriş merkezleri bulunmaktadır. Ülkenin ikoniği haline gelen kanguru ve koalaları görmek istiyorsanız da meşhur Taronga Hayvanat Bahçesi’ni veya Sidney Koala Parkı’ını ziyaret edebilirsiniz. Ülkenin başka şehirlerinde de büyük hayvanat bahçeleri mevcuttur. Dobbo’da safari turu yapabilir veya Brisbane’da Lone Pine Koala Sanctuary’de kanguruları ellerinizle besleyebilirsiniz.

Bir Türk olarak Hyde Park ve bu parkın içerisinde yer alan Anzak Anıtı’ndan bahsetmezsem olmaz. Anzak Anıtı içerisinde Gelibolu savaşlarının resimlerinin olduğu bir bölüm var ayrıca Gelibolu’dan getirilmiş bir avuç toprak da sergilenmektedir. Bu parkın bahçesinde Atatürk Anıtı var , Oradaki görevli Türk olduğumuzu öğrenince Mustafa Kemal Atatürkten  övgüyle bahsederek anıtın yerini tarif ederek  görmemizi istedi.Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden Anzak askerlerinin cenazelerinin Avustralya ve Yeni Zelanda’ya getirilmesini isteyen asker annelerine hitaben yazdığı mektuptaki sözler kitabe şeklinde yazılarak bir mermerin üzerine konarak anıtlaştırılmış. Ülkemizden binlerce km uzakta bize ait değerlerin olduğunu bilmek güzeldi.Sidney’in kozmopolit bir yapısı var sokaklarda. Afrikalı, Endonezyalı, Hintli, Afgan, Lübnan derken birçok milletten insanı Sidney’de bulmak mümkün. Arapların çoğu Lübnanlıymış. O kadar çok değişik milletten insan var ki kendinizi tüm dünya insanlarının toplantı merkezinde gibi hissediyorsunuz.

Ülkeye gelen Türk gençleri çoğunlukla “Çalışma ve Tatil Seyahat Vizesi” (work and holiday/travel visa) ile veya öğrenci vizesiyle geliyor. Akrabalarını ziyaret etmeye veya ülkeyi gezmeye Turist Vizesi (Turist Visa) ile de gelenler var tabi. Ülkede turist vizesi ile çalışmak yasak. Öğrenci vizesiyle de haftada en fazla 20 saat çalışma hakkına sahip olunuyor. Öğrenci olarak eğitime devam ettiğiniz sürece öğrenci vizeniz geçerli oluyor. Eğitim bittiğinde eğer oturma izni ya da vatandaşlığınız yoksa veya size birisi sponsor olmadığı takdirde ülkeden ayrılmanız gerekiyormuş. Bu durumun getirisi olarak Avustralya’ya okumak için gelen öğrenciler ülke için büyük bir gelir kaynağı haline dönüşüyor. Dünyanın dört bir tarafından gelen öğrenciler sayesinde hem piyasadaki mecvut eleman eksikliğini gideriyor hem de okul için ödedikleri paralar ciddi finans kaynağı oluşturuyor.

Öğrenciler genelde aile yanları, oda veya ev kiralayıp paylaşabiliyor. Haftalık 250 AUD dan başlayıp daha üst seviyelere kadar kira ödeyebiliyorlar. Avustralya’da bütün sistem haftalık periyotlarla ilerliyor. Ücretler saatlik olarak hesaplanıyor, maaşlar haftalık olarak ödeniyor, kiralar haftalık olarak ödeniyor, okul paraları haftalık olarak hesaplanıyor. Fakat elektrik, su ve doğal gaz gibi faturalar 3 ayda bir ödeniyor.Sidney’i çok beğendim. Herkesin düzene uymasıyla, doğasıyla gerçekten yaşanılacak bir yer. Yaşayanlar; iş hayatındaki en dikkat çekici farklılığın insanların ast-üst ilişkisinde saygılı ve kaprissiz olduğunu ifade ediyorlar, kimin yönetici kimin çalışan olduğunu anlamak zor diyorlar bu durum buraya gelip görenler hemen herkesin dikkatini çekmiş olduğunu gezi notlarından da görmek mümkün.

Hayat akışı yavaş hani derler ya relaks diye… Hakikaten insanlar çok rahat, daha sakin. Bu sakinliğin herkesin kurallara uymasından ve devlete, kanunlara güvenmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.Auburn Camiinde sohbet ettiğim Denizlili bir Türk beyefendi 50 yılı aşkın bir zamandır oradaymış. Bana şöyle bir ifade kullandı; “Burada kurallara uyduğun ve sabırlı olduğun sürece bir sıkıntı yaşamazsın”.Türk öğrencilerle yaptığım söyleşilerden Avustralya’daki üniversitelerin eğitim kalitesinin çok yüksek olduğunu öğrendim. Yüksek Lisans için gelen çok öğrenci var. Türk öğrenciler genelde Türk kebapçılarında çalışıyor. UBER taksi şoförlüğü dahil ne iş olsa yapıyorlar. Yalnız öğrenciler değil halihazırda orda yaşayan Türkler de böyle. Çalışma hayatında söylediklerine göre illa iyi bir üniversite bitirmek zorunda değilmişsiniz. Boyacı, tesisatçı, fayansçı, elektrikçi marangoz gibi meslekler’in sahibi olabilmeniz için TAFE adı verilen meslek edindirme kurslarına birkaç yıl giderek ilgili olduğunuz mesleğin sertifikasını alabiliyor, böylelikle mesleğe başlayabiliyormuşsunuz. Hatta ofis çalışanlarından daha çok para kazanma imkanı varmış. Yani meslek erbabının ekonomik durumu daha iyiymiş.Sidney’de Türkler yoğunlukla Auburn’da oturuyor. Auburn Türk mahallesi denilecek bir yer. Sidney, şehir merkezinin takriben 25km uzaklığında, ortasından tren istasyonunun bulunduğu bir semttir. Sokaklarında yürürken Türkçe konuşan insanlara rastlamanız mümkün. Arzum Marketi, Gima Süpermarketi , Türk Kasabı ,Gaziantep Baklavacısı, Kuyumcusu ve bir çok Türk restaurantı, pasta evi, Gallipoli Camiisi, Türk evi , Gallipoli Yaşlılar Bakımevi ve Maarif Okulu ile adeta bir küçük Türkiye .

Yeri gelmişken size Auburn Gelibolu Camiisinden bahsedeyim. Bu cami Osmanlı tarzı bir cami olup , Camide her gün 500’den fazla kişinin ibadete katıldığı ve Cuma namazına ise 2000 civarında kişinin katıldığı belirtiliyor. İlk cami 3 Kasım 1979’da duvarları kaldırılan bir ev olarak ibadete açılmış. Bugünkü cami yapısının inşaatına 1986 yılında başlanmış. Caminin inşaatı, açılışından yirmi yıl sonra, 28 Kasım 1999’da tamamlanarak resmen açılmış.Büyük oranda Türk toplumu tarafından finanse edilen caminin toplam maliyeti yakla şık altı milyon dolar civarındaymış ,etnik kökenlerine bakılmaksızın diğer birçok yerel Müslüman üye, maliyetlere büyük katkıda bulunmuş. Mevcut cemaatin yaklaşık %50’si Türk, geri kalan %50’si ise çeşitli etnik kökenli Müslümanlardan oluşmaktadır. Türkiye’den Sidney’e gelen hemen hemen tüm resmi yetkililerin uğrak mekânı olan camii bir buluşma mekanıdır.Auburn Gelibolu Camiisi için benim önerim buranın aynı zamanda bir külliye olarak faaliyet göstermesidir. Özellikle bu Camide belki birden çok Vazifeli olmalı çok özverili olarak sabahtan akşama kadar camide bulunmaları elzemdir. Çünkü cami gerek Sidneydeki Türkler gerekse Türkiyeden Sidneye giden devlet erkanı dahil vatandaşların  uğrak bir yeridir bir kültür ve  ınformasyon merkezi konumunda olması Türk vatadaşları için çok faydalı olacaktır.  Gelenin gidenin eksik olmadığı bu mekanda Türklerin kendini yalnız hissetmediği bir yer olması temennimdir.

b42b32bb f0da 47e7 a8c5 c5059f209191